Selam kara şövalyeler! Kısa bir aradan sonra, sizlerle buluşturmaya can attığımız bir içerikle karşınızdayız. Öncelikle umarız ki, geçmiş paylaşımlarımız sizleri biraz olsun eğlendirmiş ve bu zor günlerde sıkıntıdan uzaklaştırmıştır. Bu seferki içeriğimiz ise sizleri sadece sıkıntıdan uzaklaştırmayacak, aynı zamanda günümüzden de uzaklara, eski zamanlara götürecek. Sizlerle geçirdiğimiz bu birkaç ayda Ankara gecelerinin günümüzdeki halini birçok kez detaylı şekilde inceledik. Şimdi ise 1920’li yıllardan günümüze kadar Ankara gecelerinde neyin değiştiğini, dönem dönem ne çeşit trendlerin ve mekânların hakim olduğunu sizlerle paylaşacağız. Aynı zamanda geçmişte trend olmuş birkaç mekanın detaylarına inecek ve de günümüzde popüler olan bazı mekanlarla aralarındaki farklılıklara değineceğiz. Son olarak da Ankara gecelerinin gelecekte nasıl şekilleneceğinden bahsedeceğiz. İsterseniz kemerlerinizi bağlayın, zamanda yolculuğumuz hemen şimdi başlıyor!
Başlamadan söyleyelim, açıkçası bizler de Ankara gecelerinin 1920'lerden itibaren bu kadar hareketli olduğunu bilmiyorduk ve araştırmamızın hemen başından iştahımız kabarmaya başladı bile. Meclisin kuruluşundan hemen sonra çağdaşlaşmaya yeni başlamış olan Ankara’da hem lokanta hem gece kulübü olarak faaliyet gösteren, Ulus semtinde Taşhan’ın alt katına bir mekân açılıyor. Bu girişimi takiben 1925 yılında Ulus’ta açılan Fresko’nun Barı ve Elhamra Barı gibi bazı mekânlar Avrupalı kadın sanatçılara ve dans gruplarına sahne aldırıyor ve müşteri kitlesini genişletiyor. 1928 yılında Fransız işletmeciler tarafından açılan Ankara Palas ise batılı yaşamı Ankara'nın ve Ankaralılar'ın kalbine, eski Meclis binasının tam karşısına taşımayı başarıyor. Yabancı personelin ağırlıkla çalıştığı bu mekân, yemek ve eğlence tarzıyla birlikte siyasilerin, bürokratların ve diplomatların gözde durağı haline geliyor. 1930’lu yıllar Ankara açısından daha bir canlı geçiyor ve bizim de bu araştırmaya olan ilgimizi iyice arttırmayı başarıyor. 1930’da açılan Gar Gazinosu, Avrupalı yıldız ve grupların sahne aldığı ve Ankara’yı Avrupa’nın doğusundaki önemli eğlence merkezleri arasına katan bir yer halini alıyor ve insanda "Ah şu zamanlarda yaşasaydım da bir görseydim" isteği uyandırıyor. Kızılay semtinde bulunan Süreyya Restoran ve Gece Kulübü ile Göl Gazinosu da dönemin meşhur mekânları arasına isimlerini yazdırmaktan geri kalmıyor. 1940’lı yıllarda ise büyümekte olan gazino kültürü hızla yayılmaya devam ediyor.
1950-1960’lı yıllara geldiğimizde ise günümüzde bile eskimemiş olan o meşhur pavyonların gitgide arttığı bir döneme giriş yapılıyor. Sıhhiye, Kızılay, Maltepe gibi semtler gece hayatında ön plana çıkıyor ve batılı tarzda mekânların artış göstermesi dikkat çekiyor. Gece kulübü gibi işletmelerde caz ve blues müzik hüküm sürmeye başlıyor. Genç kesim bu tarz müzikleri dinleyebildiği ve rahat bir şekilde eğlenebilecekleri mekânlara gitmeyi tercih ediyor, bu durum da tabii ki bizler için 50'li yılları iyice ilginç kılıyor.
1970’li yıllarda da devam eden özgürlük akımı, mekânların birçoğunun da gençlerin beğenisini kazanmak açısından değişikliğe gitmesine sebep oluyor ve açık ara bizim favori dönemimiz olmaya hak kazanıyor. Aynı zamanda bu dönemde Ankara’nın gece hayatı da semt semt şekillenmeye başlıyor. Ulus-Dışkapı pavyonlarla, Ulus-Yenişehir-Kızılay gazino ve kulüpleriyle, Maltepe ise pavyon ve gazinolarıyla ön plana çıkıyor. Çankaya kısmında ise gece kulüpleri trend olmaya başlıyor ve günümüz eğlencesinin temelleri de iyice atılıyor. En beğenilenlerde zirveyi Kavaklıdere-Çankaya eğlence mekânları alırken Bahçelievler 7. Cadde de onlardan geri kalmıyor. 1970’lere kadar eskimeden gelen Ankara Palas’ın yanında Balin Otel, Marmara Otel, Bankan Otel, Kent Otel, Ankara Otel ve Bulvar Palas gibi birçok kaliteli işletme bünyelerinde gece kulüpleri bulundurmaya başlıyor ve gece eğlencesi için tercih edilen mekânlar haline geliyorlar. Gazinolar ise Zeki Müren, Behiye Aksoy ve Gönül Yazar gibi ünlü isimleri sahne aldırarak adeta altın çağlarını yaşıyor. Maksim Gazinosu, Başkent Gazinosu ve Göl Gazinosu her gece müşteriyle dolup taşıyor. Ankara eğlence hayatı en hareketli yıllarını bu dönemde yaşıyor ve bize de "Keşke şu dönemin eğlencesini bir tadabilseydim" dedirtiyor. Eğlence saatleri günümüzdeki gibi geçe kaymaya başladıkça gece kulüpleri daha popüler olmaya başlıyor. Feyman, İntim, Balin, Gül Ağacı gibi kulüplerde sabaha kadar orkestra ve canlı müzik eşliğinde eğlence devam ediyor, yeni hit mekanlar açılıyor.
1970’lerin sonlarına doğru gece kulüpleri daha çok disko tarzına evriliyor ve orkestralar yerini dj’lere bırakıyor. Canlı müzikle devam etmeyi seçen gece kulüpleri ise Ajda Pekkan ve Nükhet Duru gibi ünlü isimlere yöneliyor. Birçok ünlünün ilk sahne aldığı yerler ise bu tarz gece kulüpleri oluyor. Kulüp 33, Kulüp 44 ve Vhisky A Gogo gibi yeni gece kulüpleri açılıyor. Yabancı sanatçı ve grupların televizyon ile birlikte yaygınlaşmasıyla beraber gece kulüplerinin dj dönemine geçişi hızlanıyor ve enstrümanlar yerini yavaş yavaş mixerlara bırakıyor. 1980’lere girerken ise Çankaya’da bulunan Apple, Galaksi gibi diskotekler gençlerin yoğun ilgisine maruz kalıyor ve açıkçası şöyle bir "gidilirdi" diye düşünmüyor değiliz.
1980’li yıllara geldiğimizde Ankara gece hayatı karanlık çağa dönüyor ve yeniden kurulmaya başlıyor. 12 Eylül darbesiyle birlikte birçok mekân ekonomik zorluklar ve sanatçı vetoları ile birlikte ayakta kalmayı başaramıyor. Bu mekânların yerini daha az masraflı olan tavernalar alıyor. Aynı zamanda Yeşilçam’ın ünlü isimleri ilk kez Ankapool gibi işletmelerde şovlar sunmaya başlıyorlar. 1983 yılı ve sonrasında daha ucuz eğlence seçenekleriyle Kızılay’daki barlar piyasada varlık göstermeye başlıyor fakat amiral gemileri Bahçelievler 7. Cadde ve Tunalı Hilmi’nin seviyesine çıkamıyor. Çayyolu ve Oran’da eğlence mekânları gitgide yaygınlaşıyor.
1990’larda ise Türkiye’nin en zengin ailelerinin okuduğu Bilkent Üniversitesi'nin öncülüğünde eğlence mekânları iyice gençlerin tercihlerine göre hareket etmeye başlıyor. Başkent Üniversitesi ve Ufuk Üniversitesi de bu değişime katkı sağlıyor. 1990’lardan günümüze uzanan dönemde arkasından çokça gözyaşları dökülen gazinolar tamamen yok olurken emektar pavyonlar, modern barlar, yeni nesil meyhaneler, canlı müzik yapan mekânlar, performance halls ve gece kulüpleri bu 20 yıllık süreçte Ankara gece hayatına ve kalplerimize hükmetmeye devam ediyor.
Şimdi gelelim Ankara gece hayatının gelecekte nasıl şekilleneceğine. Tabii ki de 10 yıl sonra kesin olarak böyle olacak gibisinden konuşamayız ancak önümüzdeki birkaç yıl daha az önce saydığımız tipte mekânların Ankara gece hayatını şekillendireceğini söyleyebiliriz. Aynı zamanda geç saatlere kadar süren müzik festivallerinin yoğunlaşmaya başladığı Ankara’da festival trendinin de yaygınlaşacağını söyleyebiliriz. Kite Ankara adlı gece kulübünün ortaklarından Burak Aydemir, Instagram üzerinden verdiği röportajda yeni ve daha soft tarzda mekânlarla Ankara gece hayatına yeni soluklar getirmeyi planladıklarını söylüyor. Aynı zamanda daha geniş kitlelerle temas kurmayı başarabildikleri açık hava festivalleri ve partilerini şehir ve ülke çapında çoğaltmak istediklerini belirtiyor.
⏮ Uzun bir yolculuk oluyor değil mi? O zaman şimdiye dek nelere tanıklık ettik şöyle bir bakalım.
▶️ Zamanda yolculuk biraz yorucu geçer diyorduk ama inanın sizlerle iken yorulmak nedir bilmiyoruz. Yine de biraz nefeslenmek istersiniz diye düşündük ve yazımızda bahsettiğimiz birkaç mekanı, zamanında Ankara gecelerini tatmış büyüklerimizden edindiğimiz bilgilerle size daha detaylı tanıtmak istedik. İyi seyirler!
⚔️ Sıra geldi son ve çok keyifli olan kısma. 2010'lu yıllarda fırtına gibi esen Sess Hilton, Ankara'da neredeyse herkesin bir kez olsun namını duyduğu bir mekandır. Çekici ambiyansı ve Türkçe pop ağırlıklı müziğiyle 7'den 70'e her kitlenin gönlünü kazanmayı başaran bu büyülü mekan, son yıllarda değişen eğlence trendi ile cazibesini yitirmeye başlıyor ve kapanmak durumunda kalıyor. Ancak Sess olmadan Ankara'da bir gece hayatı düşünmek mümkün değil. Kapanışından yaklaşık iki yıl sonra, daha modern ve günümüz trendlerine daha uygun bir konseptle Bilkent Center'a açılan ve Sess Plus+ adıyla geri dönen mekan, müşterilerine daha farklı bir tecrübe sunmayı amaçlıyor. Sess Hilton ve Sess Plus+ temelde benzerlikleri olsa da aslında çok farklı iki mekan ve 2010'ların başı/ortası ile sonu arasında eğlence anlayışının nasıl değiştiğini net bir şekilde ortaya koyuyor. Biz de bu değişen trendi fotoğraflarla birlikte ve iki mekanın kıyaslaması şeklinde inceleyip sizlere sunmak istedik, buyrun aşağıdan devam edelim.
Evet kara şövalyeler. Oldukça uzun soluklu ve dopdolu bir paylaşımımızın daha sonuna geldik. Umarız bizim araştırırken ve hazırlarken aldığımız keyfi siz de alabilmişsinizdir. Bu sefer Ankara gecelerinde iz bırakmak yerine yaklaşık 90 yıldır bırakılan izleri takip ettik, bir araya getirdik ve sizlere sunmaya çalıştık. Sizlerle atıldığımız bir maceramızı daha böylelikle noktalıyoruz. Son olarak Instagram sayfamız @ankaragecelerii'ni ziyaret etmeyi unutmayın. Şimdilik esenle ve her daim bizimle kalmanız dileğiyle!
✍️ Yazımızı hazırlarken kullandığımız kaynaklar:
➡️ https://www.hurriyet.com.tr/ankara-nin-dunden-bugune-88-yillik-sosyal-yasami-i-18160626 ➡️ https://www.hurriyet.com.tr/ankara-nin-dunden-bugune-88-yillik-sosyal-yasami-ii-18213491 ➡️ https://www.hurriyet.com.tr/ankara-nin-dunden-bugune-88-yillik-sosyal-yasami-iii-18270517 ➡️ https://www.hurriyet.com.tr/ankara-nin-dunden-bugune-88-yillik-sosyal-yasami-18379894 ➡️ http://tucaum.ankara.edu.tr/wp-content/uploads/sites/280/2015/08/semp7_30.pdf ➡️https://www.turkulife.com.tr/kose-yazarlari/ihsan_ozturk/ankaradaki-muzikli-eglence-yerlerinin-dunu-ve-muzik-turlerindeki-degisim-1/
34 Comments
Herkese merhaba! Bildiğiniz üzere Mart ayının ortasından beri hepimiz evlerimizde kapalı kalmış ve bu durumdan fazlasıyla bıkmış durumdayız. Blogumuzda paylaşımlarımıza devam ederek bu süreçte sizleri elimizden geldiğince özlediğiniz hayata bağlı tutmaya ve eğlendirmeye çalışıyoruz. Şimdi ise sizlere bu zorlu ve bıkkınlık veren karantina döneminde gecelerinizi biraz da olsa hareketlendirecek yeni bir projenin müjdesini veriyoruz. Kite Ankara, koronavirüs nedeniyle uzun süredir uzak kaldığı müzikseverleri ile tekrar buluşuyor. Evde geçen Cuma gecelerinize heyecan katacak " Across The Sky" adlı bu projeyle birlikte Cuma günleri saat 22:00 - 01:00 arası Kite Ankara'nın dj kabininden canlı yayınla Türkiye'de ve dünyada ses getirmiş dj'lerin eşsiz performanslarına tanıklık edeceksiniz. İlk yayını 1 Mayıs'ta yapılan bu etkinliğin ikinci yayınının ise bu gece yani 8 Mayıs'ta yapılması planlanıyor. Bu yayında kendilerine has tarzlarıyla UGR, Cem Vegas ve Ortaç Genç sahne alacak. Yayını takip etmek isteyenler Youtube, Facebook ve Instagram üzerinden @mixmag, @sonancefestival veya @kite_ankara adreslerine giderek bu keyifli ve heyecan verici etkinliğin bir parçası olabilirler. Umarım bu güzel etkinlik sizleri biraz olsun mutlu edebilir ve can sıkıntınıza biraz olsun çare olabilir. Şimdiden hepinize iyi eğlenceler diliyor ve güzel bir gece geçirmenizi temenni ediyoruz. Bizimle kalmaya devam edin çünkü durmaya hiç niyetimiz yok!
Tekrar merhaba kara şövalyeler! Uzun bir aradan sonra birlikteyiz. Biliyoruz ki evde oturmaktan çok sıkıldınız ve kendinizi dışarı atmak için sabırsızlanıyorsunuz. Emin olun bu duyguları sizinle paylaşıyoruz ve de gecelere olan özlemimizi artık dizginleyemez hale geldik. Bu süreçte uzun süredir eskisi gibi bir grup insanla toplanıp düzgün bir sohbet edemediğimizi fark ettik ve tam da bu sebepten dolayı size bir veya iki kişinin fikirlerini değil, onlarca kişinin fikirlerini aktarmaya karar verdik. Kalabalık bir sohbete hazır olun çünkü bu yazımızda karantina öncesi gece hayatının nabzını 18-35 yaşları arasında olan tam 40 kişiye bir takım sorular sorarak tuttuk. Aynı zamanda gerçekten merak ettiğimiz ve sizlerin de merak edebileceğini düşündüğümüz sorular sormaya özen gösterdik. Şimdi bu kalabalık sohbetin içinde kaybolma zamanı, buyurun aşağıya
|
AuthorsOzan Sehman Archives
May 2020
Categories |